vekayi |
~ Ar waḳāˀiˁ وقائع [#wḳˁ faˁāˀil çoğ.] olaylar < Ar waḳīˁa(t) [t.] olay, olgu |
|
vekil |
~ Ar wakīl وكيل [#wkl faˁīl sf.] temsilci, başkası adına yetki kullanan |
|
vekilharç |
~ Ar wakīl χarc وكيل خرج harcama yetkilisi, evin alışveriş ve ödeme işlerini yapan görevli |
|
vektör |
~ Fr vecteur matematikte yön ve hareket bildiren nicelik ~ Lat vector süren, götüren < Lat vehere sürmek, götürmek, taşımak +(t)or << HAvr *weǵʰ- yol almak, götürmek, taşımak |
|
veladet |
~ Ar wilāda(t) وِلادة [#wld fiˁāla(t) msd.] doğum, doğurma < Ar walada وَلَدَ doğurdu |
|
velayet | ||
velet |
~ Ar walad ولد [#wld faˁal ] çocuk < Ar walada وَلَدَ doğurdu |
|
velev |
~ Ar wa law و لو eğer ki |
|
velfecri |
~ Ar wa'l-facri و الفجر «fecre yemin olsun», sabah namazında okunan bir ayet < Ar facr فجر tan, gün doğumu kızıllığı |
|
velhasıl |
~ Ar wa'l-ḥāṣil و الحاصل sonuç olarak, sözün kısası |
|
veli |
~ Ar walīy وَلِىّ [#wly faˁīl sf.] yakın, dost, yoldaş < Ar walā وَلَا yakın idi, dost idi |
|