yaka |
<< ETü yaka yan, kıyı, sınır < ETü yak- yaklaşmak, yanına gelmek +A |
|
yakala|mak |
< TTü yaka +lA- |
|
yakamoz |
~ Yun diakamós διακαμός deniz yüzeyinde ışıltı < Yun diakéō διακαίω (içinden) tutuşmak, parıldamak < Yun dia+ kaíō καίω yanmak |
|
yakar|mak |
<< ETü yakar- yalvarmak |
|
yakı |
<< ETü yakıġ yaraya sürülen bir tür ilaç < ETü yak- +I(g) |
|
yakın |
ETü: [ Türkische Turfantexte 1-9, Uygurca metinler, <900] << ETü yākın yakınca, yakından (zarf), yan (ad) < ETü yāk yakın (sıfat) +In << ETü yağuk a.a. < ETü yak- yanaşmak, yaklaşmak +Uk → yavuklu Benzer sözcükler: cana yakın, yakınlaşmak, yakınlık, yakınsamak, yakınsak 30.09.2020 |
|
yakın|mak |
<<? TTü yakın-/yanık- yanmak < TTü yak-/yan- a.a. +In- |
|
yakış|mak |
<< ETü yakış-/yaġuş- (birbirine) yaklaşmak, yakın olmak < ETü yak- yaklaşmak, bitişmek +Iş- |
|
yakıt |
< TTü yak- +Ut |
|
yakinen |
~ Ar yaḳīnan يقيناً [zrf.] kesinlikle, şüphesiz < Ar yaḳīn يقين [#yḳn faˁīl sf.] kesin ve şüphesiz (bilgi) +an < Ar yaḳina يقن emin idi, kesin bildi |
|
yaklaş|mak |
< ETü yāk/yağuk yakın +lAş- |
|