yakala|mak |
< TTü yaka +lA- |
|
yakamoz |
~ Yun diakamós διακαμός deniz yüzeyinde ışıltı < Yun diakéō διακαίω (içinden) tutuşmak, parıldamak < Yun dia+ kaíō καίω yanmak |
|
yakar|mak |
<< ETü yakar- yalvarmak |
|
yakı |
<< ETü yakıġ yaraya sürülen bir tür ilaç < ETü yak- +I(g) |
|
yakın |
<< ETü yākın yakınca, yakından (zarf), yan (ad) < ETü yāk yakın (sıfat) +In << ETü yağuk a.a. < ETü yak- yanaşmak, yaklaşmak +Uk |
|
yakın|mak |
TTü: [ Kadı Burhanettin, Divan, 1398] <<? TTü yakın-/yanık- yanmak < TTü yak-/yan- a.a. +In- → yak-2 Not: Belki TTü yanıkmak (a.a.) fiilinden metatez yoluyla, ya da yanıp yakılmak (a.a.) deyiminden. Benzer sözcükler: yanıkmak 03.08.2015 |
|
yakış|mak |
<< ETü yakış-/yaġuş- (birbirine) yaklaşmak, yakın olmak < ETü yak- yaklaşmak, bitişmek +Iş- |
|
yakıt |
< TTü yak- +Ut |
|
yakinen |
~ Ar yaḳīnan يقيناً [zrf.] kesinlikle, şüphesiz < Ar yaḳīn يقين [#yḳn faˁīl sf.] kesin ve şüphesiz (bilgi) +an < Ar yaḳina يقن emin idi, kesin bildi |
|
yaklaş|mak |
< ETü yāk/yağuk yakın +lAş- |
|
yaklaşık |
|
|