yakar|mak |
<< ETü yakar- yalvarmak |
|
yakı |
<< ETü yakıġ yaraya sürülen bir tür ilaç < ETü yak- +I(g) |
|
yakın |
<< ETü yākın yakınca, yakından (zarf), yan (ad) < ETü yāk yakın (sıfat) +In << ETü yağuk a.a. < ETü yak- yanaşmak, yaklaşmak +Uk |
|
yakın|mak |
<<? TTü yakın-/yanık- yanmak < TTü yak-/yan- a.a. +In- |
|
yakış|mak |
<< ETü yakış-/yaġuş- (birbirine) yaklaşmak, yakın olmak < ETü yak- yaklaşmak, bitişmek +Iş- |
|
yakıt | ||
yakinen |
~ Ar yaḳīnan يقيناً [zrf.] kesinlikle, şüphesiz < Ar yaḳīn يقين [#yḳn faˁīl sf.] kesin ve şüphesiz (bilgi) +an < Ar yaḳina يقن emin idi, kesin bildi |
|
yaklaş|mak |
< ETü yāk/yağuk yakın +lAş- |
|
yaklaşık |
|
|
yakut |
~ Ar yāḳūt ياقوت [#yḳt] kırmızı renkli değerli bir taş, yakut (≈ OFa yākand a.a. ≈ Aram yāḳund/yākand יקנדא a.a. ≈ EYun ʰyákinthos ὑάκινθος a.a. ) |
|
yal |
~ ? |
|