yeksan |
~ Fa yaksān يك سان bir gibi, beraber § Fa yak يك bir + Fa sān سان gibi, benzer |
|
yekta |
~ Fa yaktā يكتا 1. tek, yegâne, tekil, 2. Allah << OFa ēyak-dāt tek-yaratılmış, Zerdüşt inancında tanrılardan birinin sıfatı ≈ Ave aevo-dāta- a.a. |
|
yekûn |
~ Ar yakūn يكون [#kwn yafˁul ] eder, olur (geniş zaman üçüncü tekil şahıs) < Ar kāna كان idi, oldu |
|
yel |
<< ETü yel rüzgâr ≈ ETü yel- koşmak, acele etmek, çırpınmak, uçuşmak |
|
yel|mek |
~ ETü yel- koşturmak, acele etmek, çırpınmak |
|
yelda |
[ Ömer b. Mezîd, Mecmuatü'n-nezâir, 1437] ~ Fa şab-i yaldā شب يلدا eski İran dininde Mithra'nın ve Hıristiyanlıkta İsa'nın doğum günü, 25 Aralık, noel ~ Aram yaldā ילדא [#yld] doğum, milad < Aram yəlad ילד doğdu → velet Bu maddeye gönderenler: milat 11.08.2014 |
|
yeldirme |
< TTü yeldir- yelde dalgalanmak, telaş etmek +mA < TTü yel- a.a. +tUr- |
|
yele |
≈ ETü yāl at yelesi ≈ Fa yāl/yal يال/يل ense, yele |
|
yelek |
<< TTü yelek 1. yaprak, 2. kuş kanadı tüyü, telek < TTü yel rüzgâr, çırpıntı +(g)Ak |
|
yelken |
<< OTü yelken yelken < OTü yélke- çırpınmak, uçuşmak +(g)An |
|
yelkovan |
< TTü yel koğ- boşa emek sarfetmek, faydasız dolaşmak |
|