zer |
~ Fa/OFa zar زر altın << EFa *zarna- a.a. ≈ Ave zari- a.a. << HAvr *ǵʰelh₃- (*ǵʰel-) parlamak, altın |
|
zerdali |
~ Fa zardālū زرد ألو «sarı erik», kayısı, prunus armeniaca § Fa zard زرد sarı (≈ Ave zairita- a.a. ) + Fa ālū آلو erik cinsi meyvelerin genel adı |
|
zerde |
~ Fa zarde زرده 1. sarı renk, sarı şey, altın gibi, 2. safran << OFa zardak a.a. |
|
zerdeçal |
~ Fa zardeçāv/zardeçūb زرده چاو/زرده چوب Hint safranı denilen bir tür sarı baharat § Fa zarda زرده sarı + Fa çūb/çōb چوب çubuk |
|
zerk |
~ Ar zarḳ زرق [#zrḳ faˁl msd.] ... mızrak saplama < Ar zaraḳa زرق 1. azrak gözlü idi, gözünü belertti, kör idi, 2. mızrak sapladı |
|
zero |
"rulette sıfır" [ Cumhuriyet - gazete, 1932] ~ Fr/İng zero sıfır ~ İt zefiro/zero a.a. ≈ OLat zephirum a.a. ~ Ar ṣifr a.a. → sıfır Not: Batı geleneğinde zephirum "sıfır" kavramı ilk kez 1202'de Fibonacci'nin Liber Abaci kitabında anılmıştır. 15.11.2019 |
|
zerre |
~ Ar ḏarra(t) ذَرّة [#ḏrr faˁla(t) mr.] karınca, tohum, partikül, felsefede atom < Ar ḏarra ذَرَّ saçtı, özellikle tohum saçtı |
|
zerrin |
~ Fa/OFa zarrīn زرّين altın gibi, altından yapılmış ≈ Ave zarənaēna- a.a. |
|
zerzevat |
< Fa sabzī سبزى sebze +āt |
|
zevahir |
~ Ar ẓawāhir ظواهر [#ẓhr fawāˁil çoğ.] görünen şeyler, görüntüler < Ar ẓāhira(t) ظاهرة [t.] görünen şey |
|
zeval |
~ Ar zawāl زَوَال [#zwl faˁāl msd.] 1. düşme, inme, düşkünlük, 2. güneşin inişi, öğleden sonra < Ar zāla زَالَ düştü, eksildi, tükendi |
|